E-Bülten listemize abone olun.

ABONE OL
0
Markanız Sizi Aldatıyor Mu?

Markanız Sizi Aldatıyor Mu?

Yalnızca insanların mı aldattığını düşünüyorsunuz? Öyleyse gelin birlikte bu konuya bir açıklık getirelim. Her ne kadar “aldatma” kavramı insani bir eylem olsa da, zaman zaman pek çok farklı durumun sizi aldattığına şahit olmuşsunuzdur. Mesela, zaman da sizi aldatabilir. (bknz. Albert Einstein – İzafiyet Teorisi)

 

giphy-18

 

Markalar için de aldatma kavramından bahsetmek pekala mümkün. Her şeyden önce marka, bir algıdır. Logosundan, ambalajına, reklam kampanyasından, kullanıcı iletişimine kadar bütünsel bir sürecin zihnimizde yarattığı bir algı. İşte temel nokta burada yatıyor. Markanız, tüm gerçekliğiyle bu deneyimi mi yaşatıyor? Yoksa, her şey sadece bir algı yanılgısından mı ibaret?

 

Asıl kilit soru şu: Markanızın sizi aldattığını nasıl anlarsınız?

Her yalan bir gün mutlaka gün yüzüne çıkar. Peki, sizin markanız yalan söylüyor mu? Dijital dünyada, kurumsal iletişiminde, reklam stratejisinde hatta sosyal medya mesajlarında bile yalan söyleyen markalar, aslında büyük bir sadakat sorunu yaşıyor.

 

giphy-19

 

Her markanın hayali, rakiplerinden farklılaşmak değil midir? Peki bunun için yalan söylemek mi gerekir? Markanız, sadece farklı olmak adına tutamayacağı vaatler veriyor ve bunun için yalana dahi baş vuruyorsa üzgünüz ama aldatılıyorsunuz.

 

giphy-20

 

Siz, “en kaliteli benim markam”, “en çok beğeni alan benim markam”, “en popüler benim markam” diye kendinizi avuturken markanız başta sizi, sonrasında ise kullanıcılarını aldatıyor. Ancak, unutulmamalıdır ki; marka iletişiminde “doğru” mesajı aktarmak hayati bir önem taşıyor. Yalan söyleyen ya da aldatan markaların ömrü, hızlı bir şekilde kısalıyor.

 

Zamanın muazzam bir hız kazandığı günümüzde, artık marka sadakati, rekabet pazarında sağlıklı bir ilişki sürmek için temel bir gereksinim. Eğer başta siz markanıza güvenmiyorsanız, başarıyla daha yola çıkmadan vedalaşmalısınız.

 

giphy-21

 

Sosyal medya gibi etkileşimin anlık ve yoğun olduğu kanallarda markanızın yanlışları çok daha hızlı göz önüne çıkıyor. Bunun için kurumsal kimlikten sosyal medya yönetimine kadar her alanda marka iletişiminde dürüst olmak, tüm varlığıyla markayı olduğu gibi yansıtmak gerekiyor.

 

Sadık Bir Marka İçin Sosyal Medya Ruhunu Anlamak

 

Her iletişim kanalı, kendine has özellikleri bünyesinde barındırıyor. Markaların bu yeni dünyayı anlamaları ve kendilerini bu dünyaya uyarlamaları gerekiyor. (Guy Kawasaki)

 

Doğrudan bir etkileşim arenası olan sosyal medya kanallarında aldatmanın izleri çok çabuk fark edilip, tepki gösteriliyor. Öyleyse şöyle düşünmek gerekir; eğer markanız sosyal mecralarda kullanıcı ile buluşacaksa peşinen açık olmayı, kendi olmayı kabul etmelidir. Bilgi saklamak ya da hataların üzerini örtmek sosyal medya ruhuna tamamen ters. Çünkü, bilgi artık her yerde, herkesin kolaylıkla erişebildiği kadar yakın.

 

giphy-22

 

Öte taraftan diğer mühim konu ise, tamamen nicel bir mesele. Bu durum, markaların masum bulduğu bir aldatma hikayesi olabilir ama sosyal medyadaki takipçi ya da beğeni sayısının çok olması, boş olmadığı anlamına gelmez. Rakiplerden sayıca üstün olmak, sosyal medyada yer alan markalar için bir başarı unsuru olmamalıdır. Önemli olan; marka mesajı bu kadar yoğun bir kitleye ulaşıyor mu? Yoksa her şey sadece büyük bir sessizlikten ibaret mi?

 

Sonuç olarak; tüm detayları göz önünde bulundurarak markanızın sadakatinden emin olabilirsiniz. Markanızın sizi aldatmasına göz yummamak için profesyonel ekibimizden yardım alabilirsiniz.

0

Yorumlar