E-Bülten listemize abone olun.

ABONE OL
0
“İnsanın Başına Ne Gelirse Meraktan”… Ne Ola Ki Bu Merak?

“İnsanın Başına Ne Gelirse Meraktan”… Ne Ola Ki Bu Merak?

İnsanların Dünya’yı anlama ve anlamlandırma çabası milyarlarca yıla şahitlik etti: Tarım Toplumu, Sanayi Toplumu, Bilgi Toplumu ve derken Merak Toplumu…

merak-cagi-bilgi-cagi

 

Yaşamın akışını şekillendiren üretim biçimleri, içinde bulunduğumuz çağın bir enformasyon çağı olduğunu söylüyor.  Nitekim yaşadığımız zaman dilimi içinde bilgi, güçtür.  Ve bu güce sahip olma yolları eskiye göre çok daha kolay bir yol aldı.

 

Bilgi artık her yerde, herkesin ulaşabileceği kadar yakın. Bilgiye sahip olmak için herhangi bir ayrıcalık gerekmiyor. Birkaç harf yazıp bir tuşa dokunmak sayfalarca bilgiyi önümüze seriveriyor. Bize bu kolaylığı sağlayan ise elbette hayatımıza hızlıca ve kökten yerleşmiş dijital teknolojiler. Merakımızı her gün daha da körükleyen, bilgiyi bir hazza dönüştüren ve yeni dünyaların kapısını açan sosyal ağlar.

 

merak-bilgi-toplumu

Dünyada olup biten yenilikleri anlamının yolu meraktan geçiyor. Merakımız bizi keyifli bir blog postu okumaya ya da alelacele bir video izlemeye yönlendirebiliyor. Gün içinde merak duyduğumuz, eriştiğimiz ve sonrasında bizim olan tüm bu bilgileri ailemizle, dostlarımızla ya da iş arkadaşlarımızla sosyalleşirken kullanıyoruz.

 

information-overload

Hızla üretilen bilgi, yine aynı hızla tüketilirken bireyler ya da zihinler olduğu yerde kalmıyor elbette. Her alanda hızlı bir değişimi körükleyen bu Merak Çağı, iş yaşamını, eğitim biçimlerini, kişilerarası iletişimi ve bütün olarak Dünya’yı değiştirmeye başlıyor.

 

Alman edebiyatçı Wolfgang Von Goethe şöyle diyor:

“Yalnız merak, her adımı kanatlandırır.”

Sorguladığımız her an aslında karanlığa bir mum yakıyoruz. Ve bilinmezlik karanlığında gerçeklerle karşılaşmamız için birden fazla mum gerekli. Tüm mumları yakabilecek güçteki ateş ise merakta gizli.

 

0

Yorumlar