Facebook Reklamları ve Google Adwords, hem pazarlama hedeflerinize, hem de işletmenizin sahip olduğu pazarlama bütçesine bağlı olacak uygulanabilir ücretli medya seçenekleri sunar. Peki Facebook Reklamları ve Google Reklamları arasında ne fark var? Hangi reklam türü sizin işletmeniz için daha uygun olur? Bu soruların cevabını merak ediyorsanız Facebook ve Google Reklamcılığına dair tüm detayları bu blog yazımızda bulabilirsiniz.
Forbes’e göre; Facebook, 2015-2016 yılları arasında aktif reklam verenlerin %50 oranında artış gösterdiğini ve toplamda 3 milyon reklam verene ulaştıklarını açıkladı. Buna ek olarak, Facebook’un toplam sosyal ağ reklam harcamalarının % 65’inin bu yıl 36 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Peki bu büyüme neden bu kadar önemli? Çünkü bu büyüme, öncelikle platformun hedefleme yeteneklerini, mobil cihaz kullanımının artışını ve bağlı kullanıcıların yükselişini gözler önüne seriyor.
Bu paydanın tamamen dışında kalmamak için Google, 2014’ten 2015 yılına kadar olan süreçte yaratımlarını %17 oranında yükseltti. Adwords yatırımlarındaki bu büyüme, öncelikli olarak mobil, alışveriş ve diğer reklam türlerindeki büyümeyi de tetiklemiş oldu.
Öyleyse, bu platformlardan birini reklam kanalı olarak tercih etmeniz gerekiyorsa hangisini seçmelisiniz? Hangi reklam kanalının işletmeniz için en iyisi olduğuna karar verirken dikkat etmeniz gereken bazı faktörler var. Gelin onlara birlikte göz atalım:
Dijital Reklam Bütçesi & Ortalama CPC (Tık Başına Ödeme)
Çoğu durumda, tıklama başına maliyet Google Adwords’te Facebook reklamlarından daha yüksek olmaktadır. ABD’de Facebook Reklamları için ortalama tık başına ödeme, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde 0,28 dolar oldu. Aksine Google Adwords’un arama ortalamasının tık başına maliyeti 2.32 dolardı. Bu nedenle, ortalama olarak, Facebook reklamları 2016’da AdWords‘ten yaklaşık% 88 daha ucuzdu. Dolayısıyla çok küçük bir aylık reklam bütçeniz varsa, Facebook reklamlarına yönelmek daha avantajlı olacaktır. Facebook reklamları, “paranız için daha fazla erişim” yapmanıza izin verecek ve daha fazla insana ulaşmanızı sağlayacaktır.
Sektör & Rekabet
Hangi platformda reklam vereceğinize karar verirken sektörünüzü ve rekabet endüstrisini göz önünde bulundurmalısınız. Tık başına ödeme perspektifinden baktığımızda pahalı olan bazı sektör kategorileri bulunmaktadır. Örneğin, eğitim, finans, hukuk ve sağlık gibi anahtar kelimelerden herhangi biri ile Google‘da reklam yapmayı düşünüyorsanız ve büyük miktarda bütçeniz yoksa bu fikri yeniden gözden geçirmek isteyebilirsiniz. Çünkü, bu anahtar kelimelerin hepsi Google Adwords içinde son derece rekabetçi ve bu nedenle başarılı olmak çok zor. Elbette Adwords kullanmamayı savunmuyoruz ancak Facebook reklamlarının pek çok sektör için son derece güçlü hedefleme yetenekleri olduğundan daha uygun bir alternatif olabileceğine dikkat çekiyoruz.
Hedef Tanımlama
İşletmenizin karşılayabileceği bütçeyi belirledikten sonra, endüstriyi ve rekabeti düşündükten sonra, bu pazarlama girişiminden ne elde etmeyi umduğunuzu düşünmelisiniz. Hedefiniz, marka bilinirliğini artırmak veya talep yaratmayı hedefliyorsa, Facebook reklamları en iyi seçenek olacaktır. Bununla birlikte, satışları yükseltmek ya da potansiyel satış şansları yakalamak istiyorsanız öyleyse Google Adwords çok daha iyi bir seçim olabilir. AdWords’le bir kullanıcı işletmenizin neyi sattığını araştırıyor. Bu nedenle, satın alma niyetleri genellikle daha yüksektir. Tabi genel maliyetleri bir kez daha düşünmeniz gerekecektir. Bir çok durumda, Facebook’ta düşük maliyet başına daha çok dönüşüm gördük.
Müşterinin Yolculuğunu Anlama
İşletmeniz, kullanıcı tercihlerini daha net bildiğinde ve müşteri yolculuğunu anladığında hangi reklam kanalına yönelmesi gerektiğine daha doğru biçimde karar verecektir. Her an bir ürün ya da servis satın almak için araştırma yapan kullanıcılar, sizin müşteri potansiyelinizi oluşturuyorsa o zaman Google Adwords sizin için daha iyi bir fırsat olacaktır. Bununla birlikte, işletmeniz için daha fazla farkındalık veya düşünce sağlamaya çalışıyorsanız, Facebook reklamları, ürününüz veya hizmetiniz için güncel veya bilinmeyen bir ihtiyacı olanları hedeflemenize yardımcı olabilir. Her iki kanal da kuruluşunuzun büyümesini tamamlayabilir ve besleyebilir.
Ürün / Hizmet Vadesi ve Genel Arama Hacmi
Bu nokta çoğunlukla gözden kaçar. Ancak reklam kararlarınızı yönetirken oldukça mühim ve apaçık bir yer tutar. Şöyle ki, işletmenizde yeni bir ürün ya da hizmet var ve bunun çok az ya da hiç arama hacmi yok. O zaman Google Adwords, size bu anlamda bir trafik oluşturmaz ve bu nedenle gerçekleştirilmesi de pek mümkün değildir. Bu senaryoda AdWords’ten tamamen vazgeçmeden önce ürününüzün veya hizmetinizin çözdüğü sorunu açıklayan bir dizi anahtar kelime için teklif vermeyi düşünebilirsiniz.
Ancak, çoğu durumda, ürünleriniz veya hizmetleriniz hakkında farkındalık yaratmak, hangi sorunun çözüldüğünü açıklamak ve marka bilinirliğini geliştirmek için Facebook reklamlarına başlamanızı tavsiye ederiz. Ardından, Google AdWords söz konusu olduğunda sizi daha başarılı kılacak talebi oluşturacaksınız.
Demografiye Duyarlı Ürün Ya Da Hizmet
Basitçe ifade etmek gerekirse, bir reklam platformunun diğerinden daha iyi bir uyum sağladığı bazı durumlar olabilir. Ürününüzün veya hizmetinizin satın alınması belirli yaşam olaylarına dayandığında, Facebook muhtemelen en iyi seçenektir. Facebook, yaşamı değiştiren olaylara dayalı olarak hedefleyebilme gibi güçlü hedefleme yeteneklerine sahiptir. Örneğin, yakınlarda nişanlanan veya evlenenleri, 65 yaşını dolduranlar ya da yakın geçmişte yeni bir bebek sahibi olanlar, Facebook reklamlarıyla hassas bir şekilde hedef olabilecek hayat olaylarına örnektir. Bu gibi durumlar Google Adwors’te bu kadar kolay ya da etkili bu hedefleme imkanı sunmaz. Öte yandan, daha geniş kitlelere hitap eden bir ürün veya hizmet teklifi, AdWords‘te daha iyi sunulabilir.
Marka Tanıma
Yeni bir şirket iseniz, sektörünüzde olgunlaşmış, kurulmuş bir şirkete kıyasla, arama konusunda daha az başarılı olursunuz. Neden mi? Çünkü, böyle bir durumda rakiplerinizin marka bilinirliği ve marka sadakatçileri sizden çok daha fazladır. Kullanıcılar sizin reklamınızı (daha önce hiç tanışmadıkları bir işletmenin reklamını) gördüğünde herhangi bir ilgi duymayacaklardır. Ancak rakibinizin reklamı (daha önce tanıdıkları bir markanın reklamı) büyük olasılıkla daha yüksek tıklama oranı alarak daha başarılı olacaktır.
Bu nedenle, reklam vermeden önce şirketinizin pazardaki konumunu göz önünde bulundurduğunuzdan emin olun. Başarı şansınızı artırmak için AdWords‘e geçmeden önce, Facebook reklamları ve diğer kanallar aracılığıyla marka saygınlığınızı oluşturmaya başlayın.
Size Rehberlik Edecek Bonus Tablo
Aşağıda, kuruluşunuz için Google AdWords ve Facebook Reklamları arasında en iyi kararı vermenize yardımcı olacak pratik bir grafik bulunmaktadır. Siz de kendi işletmeniz için hangi tarafın daha ağır bastığını bu grafikle tespit edebilirsiniz.
Bu noktaları okuduktan sonra, Google Adwords ya da Facebook reklamlarına ilişkin tümüne uyan tek bir cevap olmadığını göreceksiniz. Facebook Reklamları ile Google AdWords arasında organizasyonunuza karar vermeye çalışırken, önce bir adım geri atmanız ve yatırımınızdan ve mevcut pazarlama bütçenizden ne elde etmek istediğinizi anlamanız gerekir.
Siz de işletmeniz için hangi kanalın en iyi olduğunu düşünürken profesyonel ekibimizden destek alabilirsiniz.
Kaynak: SEJ